Friday, March 20, 2009

yirmimartikibindokuz

maddi degeri dusuk manevi degeri yuksek bilgisayarini caldirmis arkadasim hernasil bloguna son donemde arzu ettigi yazilari yazmakta zorlaniyor ise maddi ve manevi degeri cok yuksek olmayan kisiligini eski model tek kilit kapiyi kiran hirsizin caldigi bendeniz de su an cok guzel bir keziah jones wet questions dinlemekte ve arzu ettigim yazilari cokca uzun bir suredir bloguma yazamamaktayim. her neyse benim blogumu nasil olsa bir ben bir de blogunu yazmakta zorlanan arkadasim benim her yazimda otomatik olarak bir mesaj aldigi icin takip ediyor olsa da, ben iki cumleyi arzu ettigim tonlarda bir araya getirebiliyor oldugum icin yine de kucuk de olsa bir mutluluk duymaktayim. bugun itibariyle, ne eski bir arkadasim gibi cokuluslu bir kozmetik firmasinda mudurum, ne de yapmis oldugu islerde cok elle tutulur katma degerlere imza atmis bir insanim, ancak her halukarda ve de mumkun mertebede, kendi kimligimden, kendime karsi icinde bulundugum hislerden cok memnunum. cunku bu benim, bu benim ve bunu ben kendim yaptim, ben de benden baska cok ama cok cok cok az insanin emegi var. kendimi hicbir zaman zeki bir insan yerine koymadim koymam da, bu dunyadaki zeki insanlara haksizlik etmeme sebep olur ama soylemem o ki salak da degilim. su anda itibariyla cok guzel bir keziah jones speech ine gecmis olmak ile birlikte, ulkemin icinde bulundugu son durumu az biraz degerlendirdigimde salak olmamanin ne denli onemli olabilecegi sorusuna cok ama cok cok cok cok fazla yanitlar bulabilmekteyim. benim ulkemde cogunluk salak ise, ya da daha sempatik bir ifade ile -aziz nesin' in sempatik olarak algilanabilme yolunda ifade etmis oldugu uzere- cogunlugun kafasi yeteri duzeyde isleyebilme yeteneginden 1950 li yillardan bu yana programli bir sekilde uzaklastirilmis oldugu uzere, bu ulkede salaklik seviyesinin biraz uzerinde olmak mikro duzeyde basli basina cok ayricalikli bir konum olmakla beraber, makro duzeyde tum salaklar kendini dahi sandigi icin, sizi de salak yerine koyabilmektedir.

ataturk, etten kemikten bir insan olmak ile birlikte -allah gani gani rahmet eylesin-kendi bunyesinde haiz oldugu yuksek zeka, gereginden fazla duzeyde vizyon, insan ve diger canlilar ile ilgili sevgi ve saygi ve de tevazuh vs gibi onemli unsurlardan oturu, yurdum dahilindeki diger kafasi karisiklar arasinda yaklasik yuzonyildir cok onemli tirsakliklar, soru isaretleri, beyni basmazliklar, gozu gormezlikler, yusuf yusuf atmalari ardinda birakmistir.

bugunku durum itibariyle cok net olarak soyleyebilirim ki rahmetli ataturk' un vizyonu bugunlere tasinamamistir. tasinamamistir, tasinmamistir, tasinmak istenmemistir veya tasinmasi engellenmistir. ancak benim insanim da bunu yapacak yurekliligi gosterememistir. bu bahsetmis oldugum yureklilik de zaten kurtulus savasi yurekliligidir. o donem yurekliliginde yuce turk kadini cephelere erzak, muhimmat tasimakla kalmamis, oralarda bizzat onbasi mertebelerinde boy gostermistir. bugunku manzarada ise trajik mi komik mi trajikomik ya da komiktrajik mi olarak adlandirmakda cok kararsiz kaldigim, istisareye yattim rabbim icimde cleaveland yazdi mantalitesi baskindir. yuce rabbim artik amerika' daki hastaneleri isaret etmekte, islam yeniliklerini bir kenara itmektedir. sulebas bazindaki sikmabaslar davoslarda onceden tespitli one minutes senaryolari akabinde triskadan gozyaslari dokmekte, diger bir akli evvel ise bu planli, maksatli one minutes kepazeligini markalastirip, tavuklara misir, biz kullara pastorize yumurta satmak gibi buluslarini bir yana birakacak olursak, kim bilir hangi tarz bir corap orgusunu olusturmakla mesguldur.

en tepedekinin onbes yasindaki oglu e-ticaret, bir altindakinin biraz daha palazli oglu sea-ticaretle, bir alttakinin her turlu oglu ticaretin her turuyle koseyi besinciye donmekte iken, ulke ticaretindeki amiral gemiler krizden oturu yalpa vurmakta ancak kucucuk, minnacik gemicik her turlu dalgaya kafa tutmaktadir.

zihniyet budur, niye budur, cunku ulkede adam yoktur, olmus olan adam 1938 yilinda arkadaslari ve birlikte yarattiklari eserleri ile birlikte hakk-in rahmetine kavusmuslardir.

aslinda bunlar da bize fazladir, biz bunu ne anlayabilecek ne kavrayabilecek ne de ozumseyebilecek insanlariz. biz yeri gelir ulkemizi bile satariz, kendi askerimiz olur sesimizi cikaramayiz, gir derler girer, cik derler cikariz. ancak senaryoda one minutes varsa kanunlarimizi bir kenara iter opusmem demeyiz, gerekirse french kiss bile yapariz. onlar git der gider, gel der el pence divan geliriz, cunku ulkede adam yoktur. kendi kazdigimiz cukura kendi insanimizi gomeriz.

biz buna layigiz. burasi da bugun itibariyla bir devrin battigi yerdir, birakin da oyle olsun, oyle kalsin.

keske devlet baskanimiz lawrence, basbakanimiz da wilson olaydi, en azindan bunlar da turk kokenli der avunur, obama ile afrika nasil gururluysa, biz de bundan gurur duyardik.. ayrica ergenekon' u bir efsane olarak hatirlar dururduk..

No comments: