Thursday, February 19, 2009

face-it hikayesi


Yasamda artik belli bir seneyi geride birakmis bir insan olarak, arkaya donup baktigimda ve bir de basimdan gecen olaylari da ust uste koydugumda, felegin sillesini ve bu sillenin yaratmis oldugu kumulatif etkileri hesap makinamda bir bir topladigimda bir turlu mantikli bir sonuc bulamamami, makinamin 00 yazan tusunun calismamasi ile iliskilendirmem gerektigi, bir gece zaten rahatsiz olan uykumdan ansizin kan ter icinde uyanmam ile birlikte zihnime dustu.

Peki dustu de ne oldu? gecenin bir vakti benim gazete kuponlari ile almis oldugum hesap makinamin icini acmam ve tuslar arasina kacmis olan birkac susami temizlemem akabinde makinanin duzgun bir sekilde calisir hale gelmesi ile hesaplari en bastan yapmaya baslayip, bu sekilde sabahi etmem ve bir kez daha umdugum sonucu bulamamamla sonuclanacak olaylar silsilesi bir gece uykuma daha maloldu.

Gece uykusu demisken, yarim saatlik bir gunduz uykusunu 10 saatlik gece uykusuna tercih edecegimi, bu yarim saatlik gunduz uykusunun insana verdigi huzur ve mahmurluk ve de rolatif dinlenmislik hissinin en kralindan gece uykusundan fazla oldugunu cok iyi bildigim icin, surekli hata yaptigim hesabimi beriki oglen vakti gerceklestirmeyi planladigim kisa sekerlemeden sonraya birakmaya karar verdim.

Bu karari henuz vermistim ki, mudurumun seslenmesi ile kendime geldim: ufuk bey bir saniye odama gelir misiniz?

Mudurum arada sirada bizleri odasina cagirir, kimi zaman havadan sudan, kimi zaman ise is ile ilgili konusur, aklina gelirse hatrimizi sorar, aklina gelmedigi zamanlarda ise adetten oldugu icin – yani bir nevi refleks olarak- hatrimizi sorar ve her halukarda vermis oldugumuz cevabi dinlemezdi.

Bu isin aslini soracak olursaniz, yani eminim ki isin aslini cok merak ediyorsunuz, mudurum vermis oldugumuz cevabi cani gonulden dinlemeyi, ona cok icten ve samimi cevaplar verebilmeyi ne kadar cok istemis olsa da, biraz karakterinden biraz da zihninin gazete kuponlari ile alinmis ve tuslarinin ici susamlarla dolmus bir hesap makinasi gibi sadece sinirli kurallara bagli islemleri ve dahasi sinirli kurallara bagli bu islemleri kendi mental yapisina gore cok hizli ve surekli bir sekilde isleten yapisindan oturu, arzuladigi bu ictenlik ve samimiyet seviyesine ulasamamistir.

Herneyse, lafi da cok fazla uzatmayalim, beriki ogleden sonra uykusuna masamin uzerine kollarimi ve de kollarimin uzerine de kafami hafif bir aciyla yan olarak yerlestirip tabiri caiz ise yattim. İlk otuz saniye gunluk seslerden dolayi sikinti cekmis olsam da, tahminimce kirbesinci saniyede beklemis oldugum uyku duzeyine ulastim.

Bu guzel ve olgun duzeye henuz ulasmisken, mudurumun seslenmesi ile aniden kendime geldim: ufuk bey bir saniye odama gelir misiniz?

Buyrun efendim.

Ufuk Bey nasilsiniz?

Cok iyiyim efendim, arada bir omuzumdaki ve belimdeki kireclenmeler zorluk cikariyor, disimin kirilan dolgusu agri yapiyor, bu ayki dogalgaz faturasi asiri yuksek geldi, kedimiz ishal oldu, esimin de bazi saglik sorunlari ortaya cikti…….

Ufuk Bey, benim sizinle gorusmek istedigim konu…

Buyrun efendim?

Bildiginiz gibi son 16 yildir sizinle son derece ahenkli bir calisma yurutuyoruz. Gerek musterilerimiz, gerekse ust yonetimimiz bu uyumlu calismadan ve bunun firmalarimiza olan olumlu getirilerinden son derece hosnutlar. Son senelerde cirolarimizi epeyce katladik. İmajimizi olumlu yonde degistirdik ve kurumsal kimligimizi gelistirdik. Firmamizi birlikte gelistirdik, kazanclarimizi artirdik, herkes performansimizdan son derece memnun, bu yuzden isinize son vermek zorundayim Ufuk Bey.

Ruyasinda aglamis olup da asiri rahatlamis bir sekilde uyananiniz oldu mu hic? O oglen boyle bir hisle uyandim. Hesap makinamin tuslarinin arasina kacan susamlarin beni bu kadar derinden etkileyecegi aklima gelmezdi.

No comments: