Tuesday, January 30, 2007
Sunday, January 28, 2007
profesyonel
guzide kanalimiz atv' nin yeni yarisma programi olup, ayni gun, ayni saatte II. alaturka muzik yarismasinin da baslamasiyla, pazar primetime lari yarisma programina bogmustur. juri bombadir. suratina yaklasik bir kilo pudra surulmus muslum baba ki standart iki kelime de bir aaaaaaaa, oooooooo yapmaktadir, 60 ila 70 yas arasinda oldugunu tahmin ettigim, en azindan michael jackson kadar estetik sahibi super mega star ajda, memori' nin yaraticisi osman yagmurdereli ve bir de buyuk ihtimalle programin yapimciligindan oturu juri, adi pelin soyadi da buyuk olasilikla akat olan bayan vardir bu juride.
en can alici nokta ise sunucunun ebru akel olmasidir. bir rivayete gore bu hanim kizimiz bir nedenden oturu artik egitimini almis oldugu balerinlik meslegini icra edememekte oldugundan kendini abidik gubidik yarisma programi sunuculuguna adamistir. artik kadrolu yarisma programi sunucusudur. e tabi bu tarz bir ise nazaran gelen para miktarinin buyuklugunun tadi da ayri bir olaydir. hatta bir keresinde meclis karariyla hanimefendinin sundugu program yayindan kaldirilmis, bu karara hanimefendinin validesi bile, e benim kizim cok kolay yoldan bir kamyon para kazaniyordu bu sunuculuk isinden, sizin de yaptiginiz simdi is mi, sizi biz sectik, bu ise karisamazsiniz tarzinda serzenislerde bulunmuslardir.
az once benim de birkac dakikasini seyrettigimin program, muhtemelen buyuk bir fiyasko olacaktir. background sahibi bir akl-i selimin bile bulunmadigi juri, ayrica adami derinden yoracak kadar bagira cagira, ilginc-absurd el kol hareketleri, super zevksiz kiyafet ve makyajiyla, bu tarz bir canli yayinin ne sekilde sunulmamasini gosteren sunumuyla ebru akel, bu sonun hizi uzerinde karsi/komsu etkisi yapacaklardir.
Saturday, January 27, 2007
k. erciyesspor: 1 - f.bahce: 1
dun aksam zevkli ve cekismeli bir mucadele izlettirdikleri icin her iki takima da tesekkur ediyoruz. mac 1. dakikadan son ana kadar buyuk bir cekisme icinde gecti. lig lideri fenerbahce, lig sonuncusu erciyesspor' dan 1 puani alabilmek icin varini yogunu sahaya koydu. aslinda dun aksamki oyundan anlayabildigimiz, liderin sonuncu karsisina 1 puan icin cikmis olduguydu, zira deivid nasil olsa alex, tuncay vs biri cikar beraberlik golunu atar ve hedefimiz olan 1 puani aliriz dusuncesiyle bilincli olarak bos kaleye golleri atamadi. bunun yani sira genc ve joleli kardesimiz volkan da rahat kontrol edebilecegi topu iskalayinca yaklasik 35 lik cenk once edu yu poposunun ustune oturttu, sonra da bos kaleye rahat bir gol atti. gol sonrasi sevinci ise, fenerbahce tarafindan yapilan her hareketi mubah sayan, turkce ve yazili ifade uzmani, kayinpeder tarafindan hurriyet' te spor - fenerbahce yazari, nesnellikle arasinda kitalararasi mesafeler bulunan, haydisimdibutunellerhavaya, saatchi kardesimiz tarafindan yadirgandi. uzun lafin kisasi, aslinda kulubede oturmaktan uzeri orumcek agi baglamis semih kardesimiz oyuna girmese, fenerbahce hedefledigi 1 puani bile zor alirdi.
100 yilina her bransta sampiyonluk parolasiyla giren, bunun icin deivid, edu ve lugano gibi dunya starlarini futbol takimina kazandiran, basketbolda fenerbahce adiyla sampiyon olabilmenin tek cikar yolunun ulker ile birlesmekten gececegi gibi bir cin fikri bulan ve gerceklestiren, kim bilir diger branslarda ne gibi cingozlukler yapan fenerbahce, umarim her bransta sampiyonluk yakalar da ulkemizde son donemlerde biriken stres duzeyi bir nebze de olsa azalmis olur.
macin starlari:
1. deivid, 2. volkan, 3. ercan saatchi.
Thursday, January 25, 2007
yeni honda cb600f hornet
Motor:
Sıvı soğutmalı, 4 zamanlı, 16 sübaplı DOHC sıralı – 4 silindirli
Motor hacmi:
599 cc
Silindir çapı ve strok:
67 mm x 42,5 mm
Sıkıştırma oranı:
12 : 1
Yakıt sistemi:
PGM – FI elektronik yakıt enjeksiyonu
Maksimum güç:
101,9 PS / 12.000 dev/dak
Maksimum tork:
63,5 Nm/10.500 dev/dak
Ateşleme sistemi:
Bilgisayar kontrollü, dijital tranzistörlü, elektronik avanslı
Çalıştırma:
Elektrikli
Şanzıman:
6 vites
Güç aktarımı:
O-ringli
Boyutlar:
2.090 mm x 740 mm x 1.095 mm
Tekerlekler arası mesafe:
1.435 mm
Sele yüksekliği:
800 mm
Yerden alçaklık:
135 mm
Yakıt kapasitesi:
19 litre (4 litre yedek dahil)
Tekerlekler:
5 kollu aluminyum döküm
Lastikler ön:
120/70 ZR17 M/C (58W), Arka: 180/55 ZR17 M/C (73W)
Süspansiyon ön:
41 mm’ lik ters çevrilmiş teleskopik çatal, 120 mm esneme aralıklı
Arka:
7 konumlu ön yükleme ayarlı monoshock amortisör, 128 mm esneme aralıklı
Frenler:
Ön: 3 piston kaliperli 296x4,5 mm’ lik hidrolik çift disk, ABS, cüruflu metal balatalı
Arka:
Tek piston kaliperli 240x5 mm’ lik hidrolik disk, ABS, cüruflu metal balatalı
Ağırlık:
177 kg
aslında sen de sarhoşsun ben de sarhoş
o zaman buraya hoşgeldin,
ve yine sancı ve yine mi gec saatlerde,
o zaman hoşgeldin,
ne uzadın ne kısaldın mı bunca sene,
buyur otur başköşeye.
(*) fotoğraf - aragüler - tophanedekoltukmeyhanesindebirsarhoş - 1959
Monday, January 22, 2007
vertigo
"bir sarkinin ne kadar guzel olup olamayacagi aslinda o an kafanin ne kadar iyi olup olmadigi ile ilgili bir kavram bu aslinda tipki cok terleyen tombul bir kadinla sevismek gibi bir sey kotu bir sarki her ne kadar guzel olabilirse siddetli bir cakirlik aninda terli tombul da bu gibi anlarda insana farkli hazlar tattirabilir ama sabaha kadar ayilmamak ya da ayildiginda hicbir sey hatirlamiyor olmak sartiyla yoksa gece yukselmis oldugun yerlerden bir anda kut diye yere dusersin"
yavuz
1970 yılında Samsun' da doğan Yavuz Çetin, gazeteci olan babasının işi nedeniyle çoçukluğunu Türkiye' nin çeşitli bölgelerinde geçirir. Müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başlayan Yavuz Çetin, ilk enstrümanı curayla on yaşında tanışır. Müzik aletlerine olan ilgisi curadan sonra bağlama öğrenmesiyle devam eder. Bir süre sadece müzik dinler ve bu süre zarfında elektro gitar sesine hayran kalır. İlk olarak 1985 yılında akustik gitar ile tanışır ve ardından elektro gitarla çalışmalarına devam eder.
Öğrenimini, hayatının akışını şekillendiren o çok sevdiği müzik üzerine yapar. Marmara Üniversitesi Müzik bölümüne girer. Üniversite hayatı boyunca da elektro gitarını elinden hiç bırakmaz. Çalıştığı grup Labirent ile katıldığı Yıldız Üniversitesi müzik yarışmasında birincilik ödülü alır. Üniversiteyi çalışmalarından dolayı bitiremez.
Onyedi yaşında profesyonel müzik yaşamına geçişiyle birlikte, İstanbul' da ve Türkiye' nin güney bölgelerinde çalışarak hayatını sürdürür. 1992 yılında, İstanbul' da müzisyen dostları Batuhan Mutlugil, Kerim Çaplı ve Sunay Özgür ile cover grubu olarak tanınan "Blue Blues Band" i kurar. 1970 li yılların Rock ve Blues parçalarının ağırlıkta olduğu çalışmaları sürdüren "Blue Blues Band" grubunda elektro gitar çalıp vokal yapar. Yaşamı boyunca 1960' lı ve 70 yıllarının Rock Blues müziklerinden etkilenir. Daha sonraları yaptığı beste ve söz çalışmalarına Rock ve Blues müziğinin ruhunu yansıtır. Jimmy Hendrix' i ve dünyaya mal olmuş Blues şarkılarını da yorumlamaktan her zaman büyük bir keyif alır.
1990' lı yılların ortalarında Fuat Güner ile tanışmasıyla birlikte "stüdyo müzisyenliği" ne başlar. Fuat Güner' in stüdyosunda sürdürdüğü çalışmalarında, televizyon ve radyolar için reklam müziklerini gitarıyla seslendirir. Birçok sanatçının albüm kayıtlarına da gitarıyla imzasını atar. Gitarıyla eşlik ettiği albümler arasında, İzel' in "Bir Küçük Aşk", Kıraç' ın "Deli Düş", "Bir Garip Aşk Bestesi" ve "Zaman", SonerArıca' nın "Ayrılık", Turgut Berkes' in albümündeki "Miranda" ve "Mindos" isimli şarkıları ve Göksel' in şarkısındaki "Talkbox" parformansının Türkiye' de bir ilk olması ona, "Talkbox" kullanan ilk gitarist sıfatının kazandırır. 1996 yıllarının ortalarında MFÖ grubuyla çalışmaya başlar. Grupla turnelere gider ve katıldığı tüm konserlere gitarıyla eşlik eder. Bir yandan da bar müzisyenliğine devam eder.
1997 yılında ilk albümü için çalışmalara başlar. "İlk" adlı albümünü Stop Müzik' ten çıkarır. Albümünde yer alan "Erkeğin Olmak İstiyorum", ayrıca Sinan Çetin' in yönettiği "Propoganda" filminde kullanılmıştır, ayrıca Erkan Oğur' un perdesiz gitar performansının da yer aldığı "Dünya" isimli enstrümantal şarkısı da en bilinen şarkılarındandır. MFÖ ile konserlerde çalmaya ve "Yavuz Çetin Group" isimli grubuyla bar performansını devam ettirdiği süre içerisinde, ikinci albüm çalışmalarına da başlar. 2000 yıllarının sonlarında TMC Film Müzik ile anlaşır. Ve ikinci albümü "Satılık" için stüdyoya girer. Sözü, müziği ve düzenlemeleri kendisine ait bir çalışmaya son kez imza atar.
Eylül 2001 tarihinde çıkması planlanan albüm içim tüm çalışmaları bitirir. Ama ne yazık ki, yaptığı bu son çalışmanın müzikseverlerle buluştuğunu göremeden, 15 Ağustos 2001 tarihinde hayata veda eder. Ölüm nedeni olarak, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi' nde yatmakta iken bir gece ansızın kaçarak evine gelir ve burada albümünün son hazırlıklarını tamamlar. Daha sonra arabasıyla Boğaz Köprüsü' ne gelir ve kendini Boğaz' ın sularına bırakır. 31 yaşında hayata veda eder ve arkasında hatırı sayılır bir hayran kitlesi bırakır. O, gitarı insanlarla konuşturan kişi olarak nitelenir.
------------------------------------------------------------------------------------------------
* stratocaster' ı memleket dahilinde en iyi kullanan kişidir desem herhalde yeridir. Türkiye' den çıkan ilk ve tek virtüözdür kendisi bence. Bu arada Salı akşamları Shaft' da çalıyor.
kowalski
* 15 Ağustos Çarşamba günü Shaaft' taki programına geç kalmasıyla meraklandıran, biz onu dinlemeye giderken, kendisi sonsuza gitmeyi tercih eden altın çocuk.
cadı
* "Cennet bir virtüöz daha kazandı" başlığını atarak beklemediğimiz ölümünü yazan gazete sayfasının yıllardır kardeşimin dolap kapağında, gözümüzün önünde durduğu, daha yakından tanımadığım için içten içe sevindiğim, gitar çalarken ruhunda hissettiklerini yüzünde izleyebildiğiniz idol müzik adamı.
yolculuk
------------------------------------------------------------------------------------------------benimle uçmak ister misin bu gece
yükseklerde olmaktan korkar mısın
topraktan ayrılalım bir süre için
dünya bir yere kaçmaz
bir yüzerken göklerde
gel benimle ol
unut bütün dertlerini
rüzgar bizi bekler
daha fazla vakit kaybetmeyelim...........
Sunday, January 21, 2007
pinky
... sun is the same in a relative way but you' re older,
shorter of breath and one day closer to death...
Friday, January 19, 2007
kapi
gum diye kapandi arkamdan gecenin onemli bi saatiydi yanlis hatirlamiyosam bir daha da bu eve gelme de dendi galiba arkamdan tuhaf bir urpertiyle uzaklasmaya calistim galiba uzaklastim da cunku gelme denirse gelmem sevme denirse sevmem cocukken buydu bana ogrettikleri bazi bazi gecelerin kendini onemli sanan bazi saatlerinde
Thursday, January 18, 2007
memleket sevdasi
insanin asil memleketi karninin doydugu yerdir derler. Iste benim de bahsedecegim olay biraz boyle aslinda. eskiden bir fransiz otomotiv yan sanayinde calisirken renault lar gozdemdi. F1 lerde Jenson Button Renault pilotlarini durmadan tokatlardi o donem ve ben sinir olurdum. Simdi ise Honda' da calisiyorum, dolayisiyla Honda favori arabam oldu. Ama bu sefer de F1 de, Alonso asagi yukari her yarista Button' u tokatlar oldu ve ben Renault' lara sinir oldum. Simdi ne zaman bir Renault gorsem yolda, ne yapip edip mutlaka gecmeye calisiyorum. Iste insanin karninin doydugu yere karsi hissettigi sempati de boyle bir sey olsa gerek....
Subscribe to:
Posts (Atom)